KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ

Mustafa Kemal Atatürk, Mondros ve Sevr Antlaşmaları ile Türk ulusunun esaretine ve ölümüne karar verenlerin kararlarına karşı çıkarak "Ulusal Kurtuluş Mücadelesi” ile ulusunun kurtarıcısı, “Cumhuriyet’in ilanı ve devrimleri” ile yeni Türk devletinin kurucu lideridir. İngiltere Başbakanı Lloyd George (Loyd Corc) İngiltere Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada “Arkadaşlar! İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki, dünyanın beklediği son dahi, bir anda Türkiye’de ortaya çıktı. Hem de bize karşı… Bütün dünya’ya karşı… Elden ne gelebilirdi?” sözleri ile Atatürk’ün Türk ve
Dünya tarihindeki önemini ortaya koymuştu. Atatürk, zeki, ileri görüşlü, ve çok yönlü kişiliğe
sahip bir lider özelliği göstermiştir.

a) Vatan ve ulus sevgisi:


Atatürk’ün:
“Yurt toprağı! Her şey feda olsun sana. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz. Fakat sen Türk Milletini sonsuza kadar yaşatmak için verimli kalacaksın….”
“Ben, ne yapabildimse ancak onunla yapabildim. Türk’ten daha büyük millet var mıdır?”
“Bir gün, ressamlar Türk’ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alsınlar, yapıversinler.”
“Bütün medeniyet dünyası bilmelidir ki, Türkiye halkı her medeni ve kabiliyetli millet gibi, kayıtsız şartsız hür ve bağımsız yaşamaya kesin olarak karar vermiştir. Bu tamamen doğru kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye’nin ebedi düşmanı kalır.”
“ Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti zekidir. Türk milleti çalışkandır. Birlik ve
beraberlik içinde, güçlükleri yenmesini bilen bir millettir.”

Bir sohbet anında yabancı bir Büyükelçi’nin Büyük İskender ile aynı bölgede doğduğunu söylemesi üzerine Atatürk, “Benzeyiş o nokta da durur. İskender cihanı fethetti; ben etmedim. İskender cihanı fethederken kendi vatanını unuttu; ben hiçbir zaman vatanımı unutmayacağım” cevabını vermişti. Bu sözleri vatan ve millet sevgisini en çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır.

b) Mantıklı ve Gerçekçiliği:


“Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir.”
“Akıl ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur.”
“Birbirimize daima gerçekleri söyleyeceğiz. Felaket ve mutluluk getirsin, iyi veya fena olsun gerçekten ayrılmayacağız.”

Atatürk’ün kişiliğine yön veren en önemli özelliği akıl ve mantık kurallarının dışına çıkmaması, olayları her bakımdan gerçek yanları ile görüp değerlendirmesidir.

c) Yaratıcılığı :

Yaratıcılık, belli bir alanda, belli bir konuda alışılagelmişin dışında yenilikler yapmak,
kimsenin düşünemeyeceği veya düşünse bile gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını
sandığı eserler vermektir. Atatürk, bir çok aydının Cumhuriyet’in en iyi devlet şekli olduğunu bilmelerine rağmen söylemeye cesaret edemedikleri Cumhuriyet’i ilan etmiş, Halifeliği kaldırmış, harf devrimini ve nicelerini gerçekleştirmiş laiklik ilkesini egemen kılmıştır.


d) İdealistliği:

En büyük ideali, bağımsızlığını kazanmış olan Türk ulusunu çağdaşlaştırmak, çağdaş uluslar düzeyine çıkarmak olmuştur. O’nun bu idealistliği vatan ve millet sevgisinden doğmaktadır. Bazı liderler gibi hayalci değil, gerçekçidir. “Biz ilhamlarımızı gökten, gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.” demiştir.

e) İleri Görüşlülüğü:

Mustafa Kemal’in en belirgin özelliklerinden biri de ileri görüşlülüğüdür. Kimsenin göremeyeceklerini sezmiş ve kavramış, hedefini buna göre çizmiştir. I. Dünya Savaşı başlamadan önce Osmanlı Devleti’nin bir dünya savaşı çıktığında bu savaşa girmemesi gerektiğini savaş sürerken de bu savaşı Almanların kaybedeceğini söylemiş. 1932 de Amerikalı General MacArthur’a, 1939 da çıkacak ve 1945 yılına kadar sürecek olan II. Dünya Savaşı’nı öylesine anlatmıştır ki söylediklerinin hepsi gerçekleşmiştir.

“Fransızlar artık güçlü bir ordu kurmak yeteneğinden yoksundurlar. İngilizler bundan böyle adalarının savunmaları için Fransızlara güvenemezler. İtalyanlar savaşın dışında kalabilecek olsalar, savaş sonrası barışta önemli bir rol oynayabilirler. Ama, Mussollini’nin ihtirası yüzünden bunu yapamayacaklardır. Böylece Almanlar, İngiltere ve Fransa dışında bütün Avrupa’yı işgal edeceklerdir. Amerika’nın tarafsızlığını koruması mümkün olmayacaktır. Savaşa katılacaklardır. Bu katılma ile de Almanlar mağlup olacaklardır. Fakat savaşın asıl galibi ne Amerika ne İngiltere olacaktır. Sovyet Rusya savaşın galibi olacaktır…”

Mustafa Kemal, 1933 de yaptığı bir konuşmada Sovyetler Birliğinin dağılacağı, Kardeş
Türk Cumhuriyetleri ile iyi ilişkiler kurmak için şimdiden hazırlık yapmamız yolundaki öngörüsü 1991 den sonra işaret ettiği gibi birebir gerçekleşmiş ve bize ışık tutmuştur.

f) Önderliği: (Gurura ve umutsuzluğa yer vermemesi)

Herkesin umutlarını yitirdiği bir anda, O, Samsun’ dan başlayan mücadelenin her adımında ulusuna önderlik yapmıştır. Havza ve Amasya Genelgeleri’ni hazırlayıp yayımlaması, Kongreler toplaması, TBMM’ni açması, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının her evresinde önde yer almıştır. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’ndeki başarısızlık milleti umutsuzluğa sürüklerken O, umutsuzluğa kapılmamış yine milletinin önüne düşerek Başkomutanlık yetkilerini almış, Sakarya’da düşmanı durdurmuş, Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde de kesin darbeyi vurarak ülkeyi işgalcilerden temizlemiştir. Zaferden sonra da Türk ulusu için en ideal devlet şekli dediği Cumhuriyetin ilanında, Türk ulusunu çağdaş uluslar düzeyine çıkarma yolunda önemli yenilikler ve devrimlerin gerçekleşmesinde önderlik
etmiştir.
30 Ağustos’ta Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yıl dönümünde kendini kutlayanlara “Bu zaferi kazanan ben değilim. Bunu asıl tel örgüleri kanlara bulayarak aşan, savaş alanında can veren yaralanan, canını esirgemeyen düşmanın üstüne atılan Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmıştır.” diyerek önderliğinde gurura ve umutsuzluğa yer vermediğini bir kez daha göstermiştir.

g) Birleştirici ve bütünleştiriciliği:



I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış, umutlarını yitirmiş olan Türk ulusunu, yayımladığı
genelgelerle, topladığı kongrelerle, açtığı TBMM ile vatanın kurtuluşu davasında birleştirmeyi başarmış, zafere milli birlik ve beraberlik ruhu içinde ulaşılmasını sağlamıştı. Milli Mücadele sürecinde yakın arkadaşlarından olan Rauf Orbay, “Mustafa Kemal Paşa
mücadeleye atılmasaydı bu memleket kurtulamazdı. Anadolu’nun tehlikeye düşen yerlerinde,
batıda, doğuda ve güneyde başlayan ve bir yurtsever düşüncenin mahsulü olan zayıf milli
direniş hareketleri (Sivas’ta Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleşen bölgesel cemiyetler) Mustafa Kemal Paşa tarafından birleştirilmeseydi her biri ayrı ayrı kolayca bastırılabilirdi.” Sözleri ile Mustafa Kemal’in birleştirici ve bütünleştirici gücünü açıkça ortaya koymuştur.

h) Devrimciliği ( İnkılapçılığı) :


Fransız düşünürü Duhumel:
“Türklerin Ata’sı Atatürk’ün insana şaşkınlık veren eserleri, İngiliz, Fransız ya da Rus
İnkılapçılarının eserlerine hiçbir bakımdan benzemez. Bu ülkelerden hiçbiri dile, yazıya dokunabilmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemiştir. Ne Cromwell, ne Robespier, ne Lenin
ne de onu izleyenler liderlik ettikleri ulusu bilim felsefesi, düşünce yöntemi; kısaca alın yazısını değiştirme yoluna götürmeye kalkışabilmişlerdir. Mustafa Kemal bunu yapan ve büyük bir başarı ile sonuca vardıran eşsiz adamdır.” sözleri ile Atatürk’ün devrimci kişiliğini
açıkça ortaya koymuştur.


 i) Çok Cepheliliği :


Liderlerin birçoğu tek konuda yeteneklerini ortaya koyarken Mustafa Kemal, askerlikten eğitime, sanattan felsefeye, matematikten tarihe kültürden, hukuka değişik alanlarda düşünmüş insan zekasının kavrayabileceği bütün konularla ilgilenmiş ve eserler de vermiştir. Türk Tarih ve Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarına katılması, görüşler ileri sürmesi, yönlendirmesi, İstanbul’da Güzel Sanatlar Fakültesi’ni, Konservatuar’ı açtırması bu alanlara verdiği önemin göstergeleri olmuştur.








KAYNAKLAR
MEB Çalışma Kağıdı
Wikipedia
Youtube