ASKERLİK HAYATI

1. Trablusgarp Savaşı ( 1911 ):




Nedeni:

1870’de siyasi birliğini kuran ve sanayide hızla gelişen İtalya’nın sömürge elde etmek amacı ile Trablusgarp’ı işgale kalkışması Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp bölgesini geri bıraktığı, buradaki İtalyanlara ve yabancılara kötü davranıldığı bahanesini ileri süren İtalya, İngiltere
ve Fransa’nın onayını aldıktan sonra Osmanlı Devleti’nin diplomatik çabalarını dinlemeyerek Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.

Osmanlı Devleti;

a) Mısır’ın İngilizlerin işgali altında olması, (karadan yardım gönderememesi)
b) Donanmasının yetersizliği ve Haliçte çürümeye terk edilmesi (denizden yardım gönderilememesi) nedenleriyle Trablusgarp’a asker gönderememişti.

Bununla birlikte Mustafa Kemal (Gazeteci Şerif Bey adı ile), Enver Bey gibi genç subaylar gizlice Trablusgarp’a giderek halkı örgütlemişler ve İtalyanlara karşı büyük bir direniş başlatmışlardı. Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’ta İtalyanlara karşı önemli başarılar elde etmiş İtalyanların Trablusgarp içlerine girmelerini engellemişti. Binbaşılığa terfi eden Mustafa Kemal, Trablusgarp’ta ilk savaş deneyimini kazanması yanında bu başarıları halk arasında tanınmasını ve gerilla savaşı konusunda da deneyim kazanmasını sağlamıştı.

2. I. ve II. Balkan Savaşları:

Mustafa Kemal I. Balkan Savaşı sırasında Çanakkale ve Gelibolu’nun savunulması amacı ile kurulmuş olan “Akdeniz Boğazı Birleşik Kuvvetler Hareket Şubesi Müdürlüğü’ ne” atandı (1912). II. Balkan Savaşı’nda Edirne’nin geri alınmasında da önemli görev üstlendi. 1913’te Sofya Askeri Ateşeliği’ ne atandı. I. Dünya Savaşı’nın çıkacağını yapılan hazırlıkları hükümete bildirdi. I. Dünya Savaşı başlayınca 19. Tümen Komutanlığı’na atandı.

3. Çanakkale Savaşı (1915):



Türk zaferlerinin en büyüklerinden biri olan Çanakkale Savaşı,

a) Müttefikleri Rusya’ya yardım etmek,
b) Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak amacı ile Çanakkale Boğazı’nı geçmeye kalkışan ancak, boğazı donanmaları ile geçemeyen İngiliz ve Fransızların “Anzak” adı verilen Avustralya ve Yeni Zelanda’dan getirdikleri kuvvetlerle Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarmak istemeleri üzerine kara savaşları başlamıştı.

Kanlı savaş ortamında hemen hemen hiçbir komutanın veremeyeceği “ Ben size taarruz
emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” sözleri, Türk askeri ile nasıl bütünleştiğinin, nedenli kararlı ve cesur davrandığının bir göstergesi olduğu gibi Çanakkale Savaşı’nın bir varoluş-yokoluş savaşı olduğunu da açıkça ortaya koymuştur.

Arıburnu, Anafartalar, Seddülbahir ve Conkbayırı’nda elde ettiği başarılar işgalcilerin Çanakkale bölgesinden çekilmelerini (10 Ağustos 1915) sağladığı gibi Albaylığa (Miralay)
terfi eden Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal’in Türk milleti tarafından tanınmasına ve Milli Mücadelemizin önderi olarak benimsenmesinde de çok önemli etkisi olmuştu.


4. Kafkas Cephesi (1916):

Çanakkale Cephesi’ndeki savaşların son bulması üzerine Edirne’deki 16. Kolorduya atanan Mustafa Kemal, Kolordusu’nun Diyarbakır’a gönderilmesi nedeniyle doğuya gitmiş cesaret ve kararlılığı sayesinden Ruslardan Bitlis ve Muş’u geri almayı başarmıştı (8 Ağustos 1916).

 

Bu başarısı Rus ordusunda yer alan Ermenilerin baskısı altındaki Doğu Anadolu halkını rahatlattığı gibi Tuğgeneralliğe ( Mirlivalık ) terfi eden Mustafa Kemal’i daha yakından tanımalarını milli mücadelemiz sürecinde onun etrafında bütünleşmelerini de sağlamıştı.


5. Suriye Cephesi (1917):



Kafkas Cephesi’nden, Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal,
Hicaz yöresindeki tüm kuvvetlerin Suriye’ye çekilmesi önerisinin dikkate alınmaması, 5
Temmuz 1917 Şam’da Yıldırım Orduları’na bağlı 7. Ordu Komutanlığı’na atandı, görevi
sırasında Alman komutanı ve Talat Paşa ile anlaşmazlığa düşmesi üzerine görevinden ayrılarak İstanbul’a dönmüş ve Veliaht Vahdettin ile 22 gün süren Almanya gezisine çıkmıştı. Bu gezi geleceğin Padişahı Vahdettin ile Yaveri Mustafa Kemal’in birbirlerini daha yakından tanımaları ve yakınlaşmalarını sağlamıştı. Ayrıca Alman cephelerindeki incelemeleri sonunda “bu savaşın sonucu bizim elimizde değildir” sözleri ile Almanya’nın bu savaşı kazanamayacağını ortaya koymuş, ileri görüşlü bir kişiliğe sahip olduğunu da göstermişti.

Avusturya’da tedavi gördüğü sırada Sultan V. Mehmet’in (Reşad) ölümü VI. Mehmet’in

(Vahdettin) tahta çıkması (4 Temmuz 1918) üzerine İstanbul’a çağırılan Mustafa Kemal yeniden 7 Ağustos 1918’de Filistin’deki 7. Ordu Komutanlığı görevine atanmıştı. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) imzalanmasından sonra Liman Von Sanders’in yerine Yıldırım Orduları Komutanlığı’na getirilmiş (31 Ekim 1918) ise de Osmanlı yönetimince 7 Kasım 1918 de Yıldırım Orduları ve 7. Ordunun dağıtılması üzerine İstanbul’a dönmüştü. 30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliği’ne atanarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı.