1. Mahalle Mektebi ve Şemsi Efendi Okulu:
Mustafa Kemal, önce annesinin isteği üzerine alışıla gelen dini
eğitim yapan Mahalle Mektebi’ne birkaç gün sonra babasının arzusu üzerine çağdaş
eğitim veren Şemsi Efendi Okulu’na (İlkokul) başladı. Babasının ölümü üzerine
bir süre Selanik’ten ayrılarak dayısının çiftliğinde yaşamak zorunda kaldı.
2. Selanik Mülkiye ve Selanik Askeri Rüştiyesi (Orta Okulu ) :
Selanik
Mülkiye Rüştiyesi’ne başlayan Mustafa Kemal, asker olma isteği ağır bastığından
annesinden habersiz girdiği askeri okul sınavını kazanarak Selanik Askeri Rüştiyesi’ne
girdi. Düşüncelerinin oluşumunu, askeri ve siyasi yaşamındaki disiplinin temellerini
Selanik Askeri Rüştiyesi’nde atmış oldu.
Biliyor muydunuz?
Matematik
dersinde büyük başarı gösteren
Mustafa’ya
“Kemal” adını Askeri Rüştiye’deki
Yüzbaşı
Mustafa Efendi adlı Matematik
Öğretmeninin
verdiğini…
3. Manastır Askeri İdadisi (Lisesi):
Mustafa Kemal, Askeri Rüştiye’yi başarı ile bitirdikten sonra
(1896) doğduğu semt Selanik’ten ilk kez ayrılarak Makedonya bölgesinin bir
diğer önemli şehri olan, aynı zamanda 3. Ordunun merkezi olduğundan büyük bir
gelişme gösteren Manastır’daki Askeri İdadi (Lisesi) sınavını kazanarak burada eğitime
başladı. Yaz tatillerinde Fransızca öğrendi. Manastır da, II. Abdülhamit’in İstibdat
(baskıcı) yönetimine karşı olan Meşrutiyet yanlıları, İttihat ve Terakki
Cemiyeti etkin bir durumdaydı. Ülke sorunlarının rahatça tartışıldığı Manastır
ortamı Mustafa Kemal’e ülke sorunlarını daha yakından öğrenme fırsatı kazandırmış,
Tarih öğretmeni sayesinde Türk Tarihi’ne büyük ilgi duymaya başlamıştı. Cumhuriyetin
ilanından kısa bir süre sonra Türk Tarih Kurumu’nu kurdurması kuşkusuz bu
ilginin önemli bir göstergesidir.
4. İstanbul, Harp
Okulu :
Mustafa
Kemal Manastır Askeri İdadisi’ni başarı ile bitirdikten sonra Harp Okulu
sınavını
kazanarak
Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’a geldi ve 1899’da Piyade Okulu’na
başladı.
İstanbul;
a)
Selanik ve Manastır gibi Avrupa’dan gelen fikir akımlarının ilk görüldüğü,
b)
Müslüm ve gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının farklı yaşam biçimlerini yoğun olarak
yaşadıkları,
c)
Kültürel yaşamın hareketli olduğu
d)
Meşrutiyet yanlısı İttihat ve Terakkicilerin artarak güçlendiği, II.Abdülhamit
yönetimine
karşı
muhalefetin giderek yayıldığı bir konumdaydı.
Mustafa
Kemal, Harp Okulu’na böyle bir ortamda girmiş, ülke sorunları ve baskıcı
yönetime
karşı
hürriyet fikirleri ile daha yakından ilgilenmeye başlamıştı. Bu fikirlerinin
gelişmesinde
kuşkusuz
yasak olduğu için gizlice okumak zorunda kaldığı “işte Türk Milleti’nin
beklediği
ses
diye nitelendirdiği” hürriyet şairi Namık Kemal’in eserleri etkili olmuştu.
1902’de Teğmen rütbesi ile Harp Okulu’nu başarı ile bitirmiş ve “Kurmaylık”
sınavını kazanarak İstanbul’da Harp Akademisi’ne girmeye hak kazanmıştı.
5. Harp Akademisi:
Askerlik
mesleğinde ilerleme arzusunu, Harp Akademisi’nin çok iyi yetişmiş subaylarından
öğrenme
fırsatı bulmuştu. Harp Akademisi’ni 1905’de “Kurmay Yüzbaşı” rütbesiyle
bitirerek çok sevdiği askerlik mesleğine, Makedonya’ya atanmasını beklerken, Meşrutiyet
yönetimine yeniden geçilmesine yönelik düşüncelerini yansıtan gazete çıkarma
çalışmaları nedeniyle ceza
olarak
atandığı Şam’da 5. Ordu’da başlamak zorunda kalmıştı.